S
Serkan Ulukut
Misafir
Telif hakları konusu ülkeden ülkeye değişiklik de gösterdiği için oldukça karmaşık bir hal alıyor. Telif hakları söz konusu olduğunda blockchain teknolojisi bile çalıntı sanat eserlerinin önüne geçmekte yetersiz kalıyor diyebiliriz. Ancak yine de blockchain üzerinde bunları takip etmek çok daha kolay.
Aslında NFTleri başından beri telif haklarını korumak konusunda geçerli bir alternatif olarak görüyorum. Tabi ki blockchain’e ilk olarak eklemek ve Pinata gibi blockchain tabanlı bulut teknolojileri (IPFS) vasıtasıyla doğrulamak kaydıyla. Böyle bir yol izlendiğinde sizin eserlerinizin kopyalanması durumunda elinizde kapı gibi bir belge olur. Üstelik geleneksel alternatifinden çok daha uygun fiyatlı olduğunu belirtmeliyim.
Bildiğiniz gibi NFTler daha önce müzik, spor ve giyim gibi sektörlerde kullanıldı. Kings of Leon, Snoop Dogg ve Steve Aoki gibi sanatçılar NFT albümlerini çıkardılar. Snoop Dogg oyunu bir adım daha ileri götürerek Death Row plak şirketini satın aldı. Sanatçı, bu şirketi NFT albümler çıkarmak üzere konumlamayı düşünüyor. Bu plak şirketinden çıkan, kendi albümlerinin de dahil olduğu bazı albümleri Spotify ve Apple müzikten kaldıran Snoop Dogg, müzik endüstrisinin geleceğini değiştirecek adımlar atmak konusunda oldukça kararlı görünüyor.
NBA ise yıllar içerisindeki önemli, efsanevi basketbol sahnelerini, Gucci ve Asics gibi giyim markaları da, dijital koleksiyonlarını NFT olarak satıyor. Öte yandan NFT’lerin biletleme sektöründe ve organizasyonlarda nasıl kullanılmaya başlandığından ve sektörü ne yönde etkileyeceğinden de bahsetmiştik.
NFTlerin kullanılma potansiyeli olan bir diğer alan da yayıncılık sektörü. Bağımsız Yazarlar İttifakı, şimdiden bağımsız yazarlara kendi kitaplarını NFTler aracılığıyla yayınlamaları ve pazarlamaları konusunda yardımcı oluyor. Tezos Farmation adlı bir projenin, George Orwell’in Hayvan Çiftliği romanının metninden kesilmiş 10.000 parçanın, NFT isimleri olarak dağıtılması oldukça ilginç bir uygulama. Kim bunu ne hakla yapabiliyor diye düşünebilirsiniz. Bu noktada bu romanın telif süresinin çoktan dolduğunu ve artık halka mal olmuş bir eser olduğunu belirtmekte fayda var.
Tabii bu ilginç bir soruyu da beraberinde getiriyor.
Yayın alanındaki NFT uygulamaları bugüne kadar çoğunlukla halihazırda telifi olan yayınlar üzerine gerçekleştirildi. Ancak telif süresi dolmuş birçok yazarın ve kitabın olduğunu da göz ardı edemeyiz.
Genel bir yaklaşım olarak birçok ülkede yazarın ölümünden sonraki 25 sene, yazarın eseri üzerindeki telif hakkı korunur. Türkiye, Amerika ve Avrupa birliğinde ise bu süre 70 sene olarak belirlenmiştir. Ancak ABD’de 1927 ve 1978 yılları arasında yayımlanan kitaplar için bir istisna yapılmış ve bu tarihlerde çıkan kitaplar için ilk yayın tarihinden itibaren 95 senelik bir koruma sağlanmıştır. Şunu da unutmamak gerekir ki süre ne kadar uzun olursa olsun bir noktada telif hakkı bitecek ve halkın aleni kullanımına açılacaktır. Tabii bunun için bir şey yapılmazsa!
Ayrıca yazar hayata veda etmiş olsa da; birçok hayranı olabilir. Bu hayranlar yazarın fikirlerini ve hayat görüşünü benimsemiş, ortak düşünceye sahip bir topluluk yaratma potansiyeline sahiptir.
Eğer bir eserin telifi dolmadan önce NFT haline getirilirse, NFTnin özünden kaynaklanan gerekçelerle telif hakkından gelen gelir çok daha fazla uzatılabilir. Ancak bu gelir yasal telif gelirinden daha farklı bir forma bürünmüş olacaktır.
Örneğin 1926’da İngiliz A. A. Milne tarafından yazılan ve E. H. Shepard tarafından illustre edilen Winnie The Pooh dünya çapında hayranları olan bir hikaye ve çizgi film kahramanı. İçinde bulunduğumuz senenin ilk günü telifi biten Winnie The Pooh, geçtiğimiz sene içerisinde NFTye dönüştürülmüş olsaydı telif hakkını başka bir formda korumaya devam edecekti. Ayrıca telif hakkını elinde bulunduran, yani eserden doğan mali hakları miras yoluyla elde eden mirasçılar, Winnie The Pooh hayranlarını etrafında toplayacak bir NFT projesiyle çıkagelseydi üzerine bir de topluluk yaratmış olacak ve kârına kâr katacaktı. Günümüzde en değerli varlıklardan birinin kitle olduğunu sanıyorum söylemeye gerek yok.
Telif süresinin bitimine yakın, telif mirasçıları açısından başka kimsenin herhangi bir yasal hak iddia edemeyeceği bir fırsat penceresi oluyor. Oysa şimdi bu telif hakkını bugüne kadar elinde bulunduran telif mirasçıları artık telif geliri elde edemeyecek. Öte yandan, bu demek değil ki Winnie The Pooh’un ticari değeri de bitmiştir. Ticari değer tabii ki bitmemiştir ancak artık her isteyen Winnie The Pooh ile ilgili tasarımlar, ürünler, çizgi romanlar vs üretip telif sıkıntısı yaşamadan gelir elde edebilecektir. Mickey Mouse’un telifi de, yaratılışından tam 95 sene sonra, 2024 yılında telif hakkı sahibi olan Walt Disney’den çıkıp halka mal olacaktır.
Aynı şekilde yayınevleri de telif hakkı süresi bitmek üzere olan eserlerde telif hakkını elinde tutanlarla işbirliği yapmaya gerek görmez, çünkü artık kitabı basmak için telif ödemek zorunda kalmayacaklardır. Oysa ki bu kategorideki eserler alınıp satılabilen NFTlere dönüştürülürse bunlar bir sahiplik ve otantiklik belgesi yerine geçer ve yayınevleri açısından bir işbirliği için teşvik olur. Çünkü eseri NFT olarak yaratan kişi ya da ekip bir topluluğa sahip olacağı için yayınevleri işbirliğine yanaşabilir. Üstelik yayınevlerinin artık telif ödemeyecek olması da başka bir avantajdır.
Telifi elinde bulunduran partiler, telifin süresi dolmadan bu eserleri NFTye dönüştürürlerse telifin süresi dolduktan sonra bile telif ücreti kazanmaya devam edebilirler. Tabi bu durumda geleneksel yöntemden çıkılmış oluyor ve artık bu gelirler dijital bir ortamdan akıllı kontrqatlar vasıtasıyla elde edilmiş oluyor. Bu partilerin bunu yapmakla kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığını, hatta hayran kitlelerini kendi NFTleri etrafında toplama fırsatına sahip olduklarını da belirtelim.
Fırsatlar bununla da sınırlı değil. Aynı zamanda eser çok farklı formatlarda da ele alınıp pazarlanabilir. Mesela filmi, dizisi, çizgi romanı hatta oyunu da yapılabilir. Hatta bu kitleye DAO’lar aracılığı ile ne istedikleri sorulabilir, yapılacak olan işlere katkı sağlamaları mümkün kılınabilir.
Kurumların anonimleşen ve doğuştan anonim olan eserler üzerinden gelir elde etme hakkının nasıl kurgulandağını Avukat Sertel Şıracı’ya sorduğumuzda şu yanıtı alıyoruz.
Miras kalan teliflerin NFT yoluyla sahiplik kanıtı niteliğinde yeni bir sözleşmeye dönüştürülmesi, varisler için eserin anonimleşmesinin önüne geçmenin bir yolu olabilir mi?
Bu bağlamda NFT yapılarak hakları korunan bir eseri, yayıncı telif ödemeden basabilir mi?
Kaynak : Webrazzi
Aslında NFTleri başından beri telif haklarını korumak konusunda geçerli bir alternatif olarak görüyorum. Tabi ki blockchain’e ilk olarak eklemek ve Pinata gibi blockchain tabanlı bulut teknolojileri (IPFS) vasıtasıyla doğrulamak kaydıyla. Böyle bir yol izlendiğinde sizin eserlerinizin kopyalanması durumunda elinizde kapı gibi bir belge olur. Üstelik geleneksel alternatifinden çok daha uygun fiyatlı olduğunu belirtmeliyim.
Bildiğiniz gibi NFTler daha önce müzik, spor ve giyim gibi sektörlerde kullanıldı. Kings of Leon, Snoop Dogg ve Steve Aoki gibi sanatçılar NFT albümlerini çıkardılar. Snoop Dogg oyunu bir adım daha ileri götürerek Death Row plak şirketini satın aldı. Sanatçı, bu şirketi NFT albümler çıkarmak üzere konumlamayı düşünüyor. Bu plak şirketinden çıkan, kendi albümlerinin de dahil olduğu bazı albümleri Spotify ve Apple müzikten kaldıran Snoop Dogg, müzik endüstrisinin geleceğini değiştirecek adımlar atmak konusunda oldukça kararlı görünüyor.
NBA ise yıllar içerisindeki önemli, efsanevi basketbol sahnelerini, Gucci ve Asics gibi giyim markaları da, dijital koleksiyonlarını NFT olarak satıyor. Öte yandan NFT’lerin biletleme sektöründe ve organizasyonlarda nasıl kullanılmaya başlandığından ve sektörü ne yönde etkileyeceğinden de bahsetmiştik.
NFTlerin kullanılma potansiyeli olan bir diğer alan da yayıncılık sektörü. Bağımsız Yazarlar İttifakı, şimdiden bağımsız yazarlara kendi kitaplarını NFTler aracılığıyla yayınlamaları ve pazarlamaları konusunda yardımcı oluyor. Tezos Farmation adlı bir projenin, George Orwell’in Hayvan Çiftliği romanının metninden kesilmiş 10.000 parçanın, NFT isimleri olarak dağıtılması oldukça ilginç bir uygulama. Kim bunu ne hakla yapabiliyor diye düşünebilirsiniz. Bu noktada bu romanın telif süresinin çoktan dolduğunu ve artık halka mal olmuş bir eser olduğunu belirtmekte fayda var.
Tabii bu ilginç bir soruyu da beraberinde getiriyor.
NFTler, süresi dolmuş kitap teliflerini ve telif gelirlerini koruyabilir mi?
Yayın alanındaki NFT uygulamaları bugüne kadar çoğunlukla halihazırda telifi olan yayınlar üzerine gerçekleştirildi. Ancak telif süresi dolmuş birçok yazarın ve kitabın olduğunu da göz ardı edemeyiz.
Genel bir yaklaşım olarak birçok ülkede yazarın ölümünden sonraki 25 sene, yazarın eseri üzerindeki telif hakkı korunur. Türkiye, Amerika ve Avrupa birliğinde ise bu süre 70 sene olarak belirlenmiştir. Ancak ABD’de 1927 ve 1978 yılları arasında yayımlanan kitaplar için bir istisna yapılmış ve bu tarihlerde çıkan kitaplar için ilk yayın tarihinden itibaren 95 senelik bir koruma sağlanmıştır. Şunu da unutmamak gerekir ki süre ne kadar uzun olursa olsun bir noktada telif hakkı bitecek ve halkın aleni kullanımına açılacaktır. Tabii bunun için bir şey yapılmazsa!
Ayrıca yazar hayata veda etmiş olsa da; birçok hayranı olabilir. Bu hayranlar yazarın fikirlerini ve hayat görüşünü benimsemiş, ortak düşünceye sahip bir topluluk yaratma potansiyeline sahiptir.
Eğer bir eserin telifi dolmadan önce NFT haline getirilirse, NFTnin özünden kaynaklanan gerekçelerle telif hakkından gelen gelir çok daha fazla uzatılabilir. Ancak bu gelir yasal telif gelirinden daha farklı bir forma bürünmüş olacaktır.
Örneğin 1926’da İngiliz A. A. Milne tarafından yazılan ve E. H. Shepard tarafından illustre edilen Winnie The Pooh dünya çapında hayranları olan bir hikaye ve çizgi film kahramanı. İçinde bulunduğumuz senenin ilk günü telifi biten Winnie The Pooh, geçtiğimiz sene içerisinde NFTye dönüştürülmüş olsaydı telif hakkını başka bir formda korumaya devam edecekti. Ayrıca telif hakkını elinde bulunduran, yani eserden doğan mali hakları miras yoluyla elde eden mirasçılar, Winnie The Pooh hayranlarını etrafında toplayacak bir NFT projesiyle çıkagelseydi üzerine bir de topluluk yaratmış olacak ve kârına kâr katacaktı. Günümüzde en değerli varlıklardan birinin kitle olduğunu sanıyorum söylemeye gerek yok.
Telif süresinin bitimine yakın, telif mirasçıları açısından başka kimsenin herhangi bir yasal hak iddia edemeyeceği bir fırsat penceresi oluyor. Oysa şimdi bu telif hakkını bugüne kadar elinde bulunduran telif mirasçıları artık telif geliri elde edemeyecek. Öte yandan, bu demek değil ki Winnie The Pooh’un ticari değeri de bitmiştir. Ticari değer tabii ki bitmemiştir ancak artık her isteyen Winnie The Pooh ile ilgili tasarımlar, ürünler, çizgi romanlar vs üretip telif sıkıntısı yaşamadan gelir elde edebilecektir. Mickey Mouse’un telifi de, yaratılışından tam 95 sene sonra, 2024 yılında telif hakkı sahibi olan Walt Disney’den çıkıp halka mal olacaktır.
Aynı şekilde yayınevleri de telif hakkı süresi bitmek üzere olan eserlerde telif hakkını elinde tutanlarla işbirliği yapmaya gerek görmez, çünkü artık kitabı basmak için telif ödemek zorunda kalmayacaklardır. Oysa ki bu kategorideki eserler alınıp satılabilen NFTlere dönüştürülürse bunlar bir sahiplik ve otantiklik belgesi yerine geçer ve yayınevleri açısından bir işbirliği için teşvik olur. Çünkü eseri NFT olarak yaratan kişi ya da ekip bir topluluğa sahip olacağı için yayınevleri işbirliğine yanaşabilir. Üstelik yayınevlerinin artık telif ödemeyecek olması da başka bir avantajdır.
Telifi elinde bulunduran partiler, telifin süresi dolmadan bu eserleri NFTye dönüştürürlerse telifin süresi dolduktan sonra bile telif ücreti kazanmaya devam edebilirler. Tabi bu durumda geleneksel yöntemden çıkılmış oluyor ve artık bu gelirler dijital bir ortamdan akıllı kontrqatlar vasıtasıyla elde edilmiş oluyor. Bu partilerin bunu yapmakla kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığını, hatta hayran kitlelerini kendi NFTleri etrafında toplama fırsatına sahip olduklarını da belirtelim.
Fırsatlar bununla da sınırlı değil. Aynı zamanda eser çok farklı formatlarda da ele alınıp pazarlanabilir. Mesela filmi, dizisi, çizgi romanı hatta oyunu da yapılabilir. Hatta bu kitleye DAO’lar aracılığı ile ne istedikleri sorulabilir, yapılacak olan işlere katkı sağlamaları mümkün kılınabilir.
Anonim eserler, telif ve NFT
Kurumların anonimleşen ve doğuştan anonim olan eserler üzerinden gelir elde etme hakkının nasıl kurgulandağını Avukat Sertel Şıracı’ya sorduğumuzda şu yanıtı alıyoruz.
Eser sahibi belirlenemediği için topluma mal olmuş eserler üzerinden bir telif hakkı doğmuyor. Fakat örneğin bu anonim eserleri derleyenler, bunları bir veri tabanına dönüştürenlerin bu yeni eser türü sebebiyle hak sahipliği olabiliyor. Kurumlar genellikle vakıf ve müze gibi organizasyonlarla gelir elde etmeye çalışmaktadır. Gelecekte meteverse açısından da yeni gelir modelleri oluşacaktır. Örneğin fiziki nüshası Louvre Müzesinden olan Mona Lisa'nın telif haklarının süresi dolmuş durumdadır. Müze bu eserin NFT versiyonunu oluşturup yine tekil olarak metaverseteki müzesinde sergileyebilir. Veya fiziki orijinal tablodan bağımsız satışa sunabilir. Bu orijinal eserin satışı anlamına gelmeyecektir fakat orijinal tabloya en yakın sanal kopyası olacağı için herkes sahip olmak isteyecektir.
Miras kalan teliflerin NFT yoluyla sahiplik kanıtı niteliğinde yeni bir sözleşmeye dönüştürülmesi, varisler için eserin anonimleşmesinin önüne geçmenin bir yolu olabilir mi?
Ölümle birlikte telif hakları açısından ölüm +70 yıl zamanaşımı süresi işlemeye başlıyor. NFT bize eserin kimin tarafından, ne zaman oluşturulduğunu söyleyebilir fakat süre uzatımına katkısı olmayacaktır.
Bu bağlamda NFT yapılarak hakları korunan bir eseri, yayıncı telif ödemeden basabilir mi?
Bir sanat eserini oluşturduğunuz andan itibaren telif hakları korumanız başlar. NFT'nin bu çizimin telif ile korunmaya değer bir sanat eseri olmasına bir etkisi olmayacaktır. Fakat NFT bu eseri oluşturan kişinin imzası ve zaman damgası niteliğinde bir kodu barındırdığı için bize oluşturulduğu zamanı kanıtlama imkanı verecektir. Yayıncılar, NFT pazar yerlerinde yayınlanmış eserleri izin almadan basamazlar. Yayıncı, eser sahibinin ücretsiz basıma izin verdiğini ispatlamak zorunda olacaktır aksi durumda eser sahibine tazminat ödemesi gerekecektir.
Kaynak : Webrazzi