Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Üye girişi yapmayı ihmal etmeyin ! Konulara cevap yazmak, kaynak dosyalarını iletmek ve yeni konu açabilmek için üye girişi yapmanız gerekir. Üye kayıtları aktif !

Low-code / No-code Uygulama Geliştirme Nedir?

Theaa

Administrator
Yönetici

Düşük Kodlu / Hiç Kod (Low-code / No-code) Gerektirmeyen Uygulama Geliştirme Üzerine Genel Bir Bakış​


Onlarca yıldır, işletmeler uygulama geliştirme yolculuklarında genellikle iki seçenek arasında tercih yapmak zorundaydılar: ya dış bir tedarikçiden hazır uygulamalar satın alacaklar ya da yetenekli geliştiriciler ve kod yazarları kullanarak sıfırdan uygulamalar oluşturup özelleştirecekler. Ancak günümüzde, işletme genelinde kullanıcılara uygulama geliştirme gücü sunan düşük kodlu/hiç kod gerektirmeyen “low-code/no-code” (LCNC) geliştirme alternatiflerinin yükselişini ve giderek artan sofistikasyonunu gözlemliyoruz.

Bu alternatif uygulama geliştirme yöntemleri, kullanıcıların sezgisel ve grafiksel bir arayüz aracılığıyla kodlama yapmadan hızlı bir şekilde uygulamalar oluşturmasına ve iş süreçlerini otomatize etmesine olanak tanır. LCNC araçlarının benimsenmesi, daha fazla kullanıcı erişilebilirliği vaadi ile birlikte gelir; bu durum, yenilikleri teşvik eder ve BT departmanları üzerindeki yükü azaltır. LCNC platformlarının uygulanması, uygulama geliştirmeyi herkes için kolay ve erişilebilir hale getirmekte olan bir sonraki büyük adımdır.

Düşük Kodlu (Low-Code)Geliştirme Nedir?​


Düşük kodlu geliştirme (Low-Code Development), yazılım uygulamalarını hızlı ve etkin bir şekilde geliştirmek için grafiksel kullanıcı arayüzleri ve yapılandırma araçları üzerinden programlama ihtiyacını minimuma indirgeyen bir yazılım geliştirme yaklaşımıdır. Bu yöntem, geleneksel yazılım geliştirme süreçlerine kıyasla daha az kod yazmayı gerektirir ve genellikle “sürükleyip bırak” gibi görsel araçları kullanarak uygulamaların oluşturulmasını sağlar.

  • Düşük Kodlu Geliştirme Platformlarının Temel Özellikleri


1. Grafiksel Tasarım Araçları: Düşük kodlu platformlar, kullanıcıların görsel araçlarla, komponentleri bir arayüze sürükleyerek ve bırakarak işlevsel uygulamalar oluşturmasına olanak tanır. Bu araçlar, karmaşık kodlar yazmadan iş mantığını, arayüzleri ve veritabanı işlemlerini tasarlamak için kullanılır.

2. Yeniden Kullanılabilir Komponentler: Çoğu düşük kodlu platform, menüler, formalar ve diğer modüller gibi yeniden kullanılabilir bileşenler sunar. Bu, geliştiricilerin sürekli yeniden tekerleği icat etmek yerine, var olan bileşenleri özelleştirerek ve uygulamalarına entegre ederek hızlı bir şekilde çözümler geliştirmelerine olanak tanır.

3. Otomatik Kod Üretimi: Platform, tasarlanan uygulamanın arkasında çalışacak kodları otomatik olarak üretir. Bu, yazılım geliştirme sürecini hızlandırır ve kodlama hatalarını minimize eder.

4. Entegrasyon Kolaylıkları: Modern düşük kodlu platformlar, çeşitli harici sistemler ve API’ler ile kolayca entegre olabilir. Bu entegrasyonlar, uygulamaların daha geniş sistemlerle ve veri kaynaklarıyla sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlar.

5. Değişiklik ve Bakım Kolaylığı: Düşük kodlu uygulamalar, değişikliklerin ve güncellemelerin kolayca yapılabilmesi için tasarlanmıştır. Kullanıcılar, uygulamanın işlevselliğini görsel araçlarla kolayca ayarlayabilir ve değiştirebilir.

Düşük kodlu geliştirme, işletmelerin BT gereksinimlerini daha dinamik ve etkili bir şekilde yönetmelerini sağlayarak yazılım geliştirme paradigmasını dönüştürmüştür. Bu yöntem, işletmelerin teknolojiyi daha stratejik bir şekilde kullanmalarına ve dijital dönüşüm projelerini daha hızlı ve verimli bir şekilde hayata geçirmelerine olanak tanır.

no code vs low code


Hiç Kod Gerektirmeyen (No-Code) Geliştirme Nedir?​


Hiç kod gerektirmeyen geliştirme (No-Code Development), teknik bilgi gerektirmeden kullanıcıların uygulamalar oluşturmasına olanak tanıyan bir yazılım geliştirme yaklaşımıdır. Bu metodoloji, programlama dillerini kullanma ihtiyacını tamamen ortadan kaldırarak, iş analistleri, proje yöneticileri ve diğer teknik olmayan rollerdeki kişilerin, sofistike uygulamaları sıfırdan hızlı ve kolay bir şekilde tasarlamalarını sağlar.

  • Hiç Kod Gerektirmeyen Platformların Temel Özellikleri


1. Kullanıcı Dostu Arayüzler: Hiç kod gerektirmeyen platformlar, karmaşık kodlamalar yerine grafiksel kullanıcı arayüzleri (GUI) üzerinden etkileşimli bir deneyim sunar. Kullanıcılar, menüler, düğmeler ve diğer arayüz öğelerini sürükleyip bırakarak işlevsel uygulamalar oluşturabilir.

2. Önceden Hazırlanmış Şablonlar: Bu platformlar, çeşitli iş süreçleri ve uygulama türleri için önceden hazırlanmış şablonlar sunar. Kullanıcılar, bu şablonları temel alarak kendi ihtiyaçlarına uygun özelleştirmeler yapabilirler.

3. Veri Yönetimi ve Entegrasyon: Hiç kod gerektirmeyen araçlar, veritabanlarına kolayca bağlanabilir ve verileri yönetmek için kullanıcı dostu araçlar sağlar. Ayrıca, çeşitli dış uygulamalar ve servisler ile entegrasyon yetenekleri de bu platformlar tarafından desteklenir.

4. Otomasyon ve Akış Oluşturma: Kullanıcılar, iş akışlarını otomatikleştirmek ve süreçleri düzenlemek için görsel akış şemaları oluşturabilir. Bu işlevsellik, süreçler arasındaki geçişleri kolaylaştırır ve operasyonel verimliliği artırır.

Uygulama Alanları
Hiç kod gerektirmeyen platformlar, özellikle küçük işletmeler, start-up’lar ve teknik personel eksikliği çeken kurumlar için idealdir. Pazarlama, müşteri hizmetleri, insan kaynakları ve daha birçok alanda, kullanıcılar kendi çözümlerini hızlı bir şekilde tasarlayabilir ve uygulayabilir.
Hiç kod gerektirmeyen geliştirme, yazılım geliştirme sürecini demokratikleştirerek daha geniş bir kullanıcı kitlesinin teknolojiyi benimsemesini ve kendi dijital çözümlerini oluşturmasını sağlar. Bu, işletmelerin teknolojiyi daha etkin kullanmasına ve dijital dönüşüm projelerini daha hızlı ilerletmesine olanak tanır.

Low-Code/No-Code (LCNC) Platformlarının Sunduğu Temel Avantajlar


LCNC platformlarının giderek artan kullanımı, iş dünyasında bu araçların sağladığı geniş çaplı avantajları yansıtmaktadır. Bu platformların sunduğu başlıca faydalar şunlardır:

1. Kullanım Kolaylığı: Uygulamalar sıfırdan oluşturulmadığı için, geliştirme süreci önemli ölçüde basitleşir. Bu da geliştiricilerin kullanıcıların istek ve ihtiyaçlarını daha etkin bir şekilde karşılamasına imkan tanır. UC Berkeley’den Profesör Koushik Sen, “Kod yazmanıza gerek kalmadan, sadece konuştuğunuz şeyleri bilgisayarın yapmasını hayal edin,” diyerek bu durumu özetlemektedir.

low code no code


2. Hızlı Geliştirme: Kullanıcılar, uygulamaların temel bileşenlerini ve kodlarını kolayca ayarlayabilir ve uyarlayabilir. Bu durum, geliştirme sürecini önemli ölçüde hızlandırır. Ayrıca, mevcut uygulamaları, süreçleri ve iş akışlarını entegre etmek ve bağlamak mümkündür. Forrester’ın araştırmalarına göre, düşük kodlu geliştirme platformları, geleneksel kodlama yöntemlerine kıyasla projeleri yaklaşık 20 kat daha hızlı tamamlamaktadır.

3. Artan Otomasyon: Kullanıcılar, karar verme süreçleri için temel kurallar oluşturarak, çeşitli bilgi sistemlerinde uygulanabilecek iş akışlarını otomatikleştirebilir. Birçok LCNC aracı, RPA teknolojisini kullanmakta ve yapay zeka ile makine öğrenimi sayesinde mevcut veri setlerine dayalı otomasyon önerileri sunmaktadır.

4. Düşük Maliyetler: Geliştirme süreçlerinde zaman tasarrufu sağlanması, kaynakların korunmasına yardımcı olur. LCNC platformları, bakım faaliyetlerini basitleştirerek maliyetleri ve BT bölümü üzerindeki yükü azaltır. Bu platformlar, herhangi bir departmandan gelen yenilikçi fikirleri düşük maliyetle deneme imkanı sunar, böylece süreçlerde devrim yaratarak verimliliği ve üretkenliği artırabilir.

5. Basit Veri Entegrasyonu: Bilgilerin toplanması, paylaşılması, işlenmesi ve saklanması işlemlerini içeren iş akışları, veri entegrasyonunu daha esnek ve basit hale getirir. LCNC araçları, kullanıcıların süreçler içinde verileri kolayca bulmasına, anlamasına ve kullanmasına olanak tanır. Bu da süreçler boyunca veri kaynaklarını, sahipliğini, geçerliliğini ve kalitesini belirleyerek daha bilinçli kararlar alınmasını sağlar.

6. Çeviklik: LCNC platformları, hızlı ve kolay geliştirme sayesinde değişen fırsatlara ve düzenleyici mevzuatlara hızlı bir şekilde yanıt verilmesini mümkün kılar. Platformların basitliği, geliştiricilerin yeni fikirleri denemesine ve test etmesine olanak tanır. Bu da büyük BT yatırımları veya dış kaynak kullanımını gerektirmez.

7. İyileştirilmiş Müşteri Deneyimi: Uygulama ve iş akışlarının güncel ve müşteri geri bildirimlerine duyarlı tutulması, müşteri deneyimini ve sadakatini artırır. Ayrıca, müşteri deneyimi profesyonelleri, LCNC platformlarını kullanarak özelleştirilmiş müşteri anketleri, e-ticaret, müşteri hizmetleri ve sadakat programları geliştirebilir.

8. Artan Güvenlik ve Gizlilik: LCNC, geliştirme işlemlerinin hassasiyet gerektiren kısımlarını içeride tutarak, dış kaynak kullanımıyla ilişkili riskleri en aza indirir. Bu durum, veri ihlalleri ve siber suçlarla ilgili riskleri azaltmaya yardımcı olur.

Düşük kodlu ve hiç kod gerektirmeyen geliştirme platformları (LCNC), işletmelerin yazılım geliştirme süreçlerini köklü bir şekilde dönüştürmekte ve iş süreçlerini yeniden şekillendirmektedir. LCNC teknolojilerinin benimsenmesi, daha fazla kullanıcıya uygulama geliştirme yeteneği sunarak, işletmelerin teknolojiyi daha stratejik ve etkin kullanmalarına imkan tanımaktadır.

Geliştirme süreçlerinde sağlanan hız ve maliyet etkinliği, işletmelerin pazardaki rekabetçi avantajlarını artırmalarına ve dijital dönüşümlerini hızlandırmalarına olanak sağlar. Ayrıca, IT departmanlarının üzerindeki yükü azaltarak, daha yenilikçi ve üretken çalışmalar için alan yaratmaktadır.

LCNC platformları, bilgi teknolojilerine erişimi olmayan kullanıcılara bile güçlü araçlar sunarak, her ölçekteki işletmenin dijital çağa uyum sağlamasına yardımcı olmaktadır. Bu platformlar sayesinde, iş süreçleri daha esnek, müşteri deneyimleri daha zengin ve iş akışları daha otomatik hale gelmektedir.

Sonuç olarak, düşük kodlu ve hiç kod gerektirmeyen geliştirme platformlarının yükselişi, iş dünyasında bir dönüm noktası oluşturmakta ve teknolojik yeniliklerin herkes tarafından kolayca benimsenmesini teşvik etmektedir. Bu yeni paradigmada, teknolojinin sınırları sürekli olarak genişlemekte ve işletmeler için yeni kapılar açılmaktadır. İşletmeler, bu fırsatları değerlendirerek, sektörlerinde lider konuma ulaşabilir ve sürdürülebilir başarılar elde edebilirler.

Kaynak : Globalnet
 

Reklam

  AdBlock Detected
Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks some useful and important features of our website. For the best possible site experience please take a moment to disable your AdBlocker.