C
Candeğer Muradoğlu
Misafir
Bitkiler, fotosentez yaparken güneşten gelen ışınların sadece yüzde 45'ini kullanıyor. Buradan hareketle ABD'de yer alan UC Riverside ve Delaware Üniversitesi'ndeki bilim insanları doğal fotosentez sürecinin biyomimetik olarak taklit ederek güneş ışığından bağımsız bitki üretmenin yolunu buldu. Araştırma, Space Health (TRISH), Foundation for Food and Agriculture Research (FFAR), Link Foundation, U.S. National Science Foundation ve U.S. Department of Energy tarafından desteklendi.
Nature Food'ta yayınlanan araştırmaya göre, bilim insanları karbondioksit, elektrik ve suyu doğada sentez için en yaygın yapı taşı olan asetata dönüştürmek için iki aşamalı bir süreç kullandı. Böylece laboratuvar ortamında üretilen asetatı tüketen bitkiler karanlıkta yetişebildi.
Bu yeni geliştirilen yöntemin fotosentezin biyolojik olarak dayattığı sınırları aşabilecek ve tarım alanında çığır açacak bir yöntem olduğu söyleniyor. Çünkü bu sistemin güneş ışığının gıdaya dönüşüm verimliliğini önemli ölçüde artırdığını belirtiliyor. Bu yöntemin bazı gıdalar için 18 kat daha etkili olduğu tahmin ediliyor. Bu teknikle börülce, domates, tütün, pirinç, kanola ve yeşil bezelye yetiştirilebileceği söyleniyor. Ayrıca Mars’ta yapılması planlanan uzay görevlerinde gezegende yapılacak tarım faaliyetleri için kullanılabileceği kaydedildi.
Karanlıkta bitki yetiştirmek aslında yeni bir iş değil. 2012 yılında Almanya’da bulunan Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü bir bitkiyi karanlıkta yetiştirdiğini açıklamıştı. Özel bir sentetik madde ile beslenen bitkiler madde sayesinde doğal ışık etkisini hissederek büyüdüğü söylenmişti.
Bu iki araştırmanın temelinde insanlığın ortak sorunu olan açlığa çözüm bulmak yatıyor. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin açlık, tam olarak 4 bin 543 yaşında olan dünyamızın en temel ve çözülemeyen sorunlarından biri. Bir taraftan hızla artan dünya nüfusu kaynaklarını tüketirken hala 270 milyon kişi açlık çekiyor.
Kaynak : Webrazzi
Nature Food'ta yayınlanan araştırmaya göre, bilim insanları karbondioksit, elektrik ve suyu doğada sentez için en yaygın yapı taşı olan asetata dönüştürmek için iki aşamalı bir süreç kullandı. Böylece laboratuvar ortamında üretilen asetatı tüketen bitkiler karanlıkta yetişebildi.
Bu yeni geliştirilen yöntemin fotosentezin biyolojik olarak dayattığı sınırları aşabilecek ve tarım alanında çığır açacak bir yöntem olduğu söyleniyor. Çünkü bu sistemin güneş ışığının gıdaya dönüşüm verimliliğini önemli ölçüde artırdığını belirtiliyor. Bu yöntemin bazı gıdalar için 18 kat daha etkili olduğu tahmin ediliyor. Bu teknikle börülce, domates, tütün, pirinç, kanola ve yeşil bezelye yetiştirilebileceği söyleniyor. Ayrıca Mars’ta yapılması planlanan uzay görevlerinde gezegende yapılacak tarım faaliyetleri için kullanılabileceği kaydedildi.
Karanlıkta bitki yetiştirmek aslında yeni bir iş değil. 2012 yılında Almanya’da bulunan Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü bir bitkiyi karanlıkta yetiştirdiğini açıklamıştı. Özel bir sentetik madde ile beslenen bitkiler madde sayesinde doğal ışık etkisini hissederek büyüdüğü söylenmişti.
Bu iki araştırmanın temelinde insanlığın ortak sorunu olan açlığa çözüm bulmak yatıyor. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin açlık, tam olarak 4 bin 543 yaşında olan dünyamızın en temel ve çözülemeyen sorunlarından biri. Bir taraftan hızla artan dünya nüfusu kaynaklarını tüketirken hala 270 milyon kişi açlık çekiyor.
Kaynak : Webrazzi