İ
İdil Dilber
Misafir
Crenvo İK ve Webrazzi işbirliğiyle düzenlenen New HR Summit’in 25 Eylül 2024’te Wyndham Grand İstanbul Levent’te düzenleneceğini sizlere daha önce aktarmıştık.
Dün yüksek bir katılımla gerçekleşen konferansta, Ata Grubu Teknoloji Şirketleri’nden CHRO Seda Erdem Yılmaz’ın moderatörlüğüyle, Abdi İbrahim’den İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Dr. M. Oğuzcan Bülbül, Alarko Şirketler Topluluğu’ndan İnsan ve Organizasyon Grup Başkanı Pınar Yamaner, ve Boyner Grup’tan İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan, “Global İnovasyonlar ve Uygulamalarla Sürdürebilir İK Yaklaşımları” başlıklı oturumla New HR Summit sahnesindeydi.
Seda Erdem Yılmaz, globalde de çok önemsenen bir konu olan sürdürülebilirliğin uzun yıllardır gündemimizde olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. Sürdürülebilirliğin hayatımıza girişinin bir zorunlulukla geldiğini ve gelişmekte olan ülkelere bir duvar gibi örüldüğünü ekledi. Bu konunun, genelde bir ürünün satışında hangi şartları yerine getirmek gibi algılandığını fakat sürdürülebilirliğin insana da dokunan etmenleri ve tarafları olduğundan bahsetti. Son dönemde sürdürülebilirliğin ve çalışan esenliğinin hem profesyonel anlamda hem de kişisel anlamda geliştirmek için Boyner Grup’ta neler yapıldığını öğrenmek için Seda Kayrak Kızıltan’a sorarak devam etti.
Kızıltan bu soruya, sürdürülebilirlikle çalışan esenliğini yan yana koyduğumuzda, sürdürülebilirlik tarafının dışşal kaynaklı dengelerle ilgili, çalışan esenliğinin ise kendimize ait bir konu olduğu için içsel dengelerle alakalı olduğunu ve ikisini yan yana getirdiğimizde hem içsel hem dışsal kaynaklı programlarla bir denge oluşturulması gerektiği şeklinde cevap verdi. Bu konuda yapmış oldukları araştırma ile iki sonuca ulaştıklarını belirterek; ilk sonuçta, Deloitte’in örneği vererek, yeteneklerin dörtte birinin iş tercihlerini yaparken iş verenin sürdürülebilir yaklaşımını dikkate aldıklarını ve bir diğer sonucun, iş verenin fiziki, ruhsal ve ekonomik olarak temel hakların sağlaması gerekli olduğunu söyledi. Bu verilerin ışığında, çalışanların esnek çalışabilmeleri öne çıkıyor. Kurum, Livewell programları ile çalışanlarının arayacağı ve bulmak istedikleri şeylere odaklanıyor.
Seda Erdem Yılmaz panele, "İş modelleri oluştururken yetenekleri nasıl değerlendireceğiz nasıl denge kuracağız?" sorusuyla devam etti.
Pınar Yamaner bu soruya cevaben, dünyada yaşanan dönüşüm sayesinde bütün şirketlerin insan kaynakları anlayışını değiştirmek zorunda kaldığını dile getirdi. Geçmişteki İK anlayışını hatırlatarak geleceğin iş dünyasında esnekliğin ve çeşitliliğin ön planda olduğunu belirtti. Şirketin kültürünü ve çalışan çeşitliliğini arttırmak konusunda freelance çalışanların da önemini vurguladı. Alarko’da bu konunun son iki yılda gündemlerinde olduğunu ekledi.
39 yıl önce kurulmuş simülasyon merkezleri olan Alarko İstikbal Kulübü ile sürdürülebilir liderlik anlayışı kapsamında projeler geliştirdiklerini hatırlattı. Bunlardan birinin, uluslararası staj deneyimi programlarından bahsederek yurt dışında öğrenim gören Türk öğrencilerine çeşitli şirketlerinde staj yaptırdıklarını ve bu gençlerin tekrar ülkeye dönmelerine vesile olduklarını söyledi. Aynı zamanda yaşları 21 ile 33 yaş aralığında olan çeşitli coğrafyalarda yaşamış ve çalışmış yetenekler ile de çalıştıklarını ifade etti. "Bilgelik projeleri ile, Alarko’da uzun yıllar görev yapmış olan kişiler, kuruma yeni katılmış kişilere mentorluk yaparken; eski çalışanlarımızın da değişen teknolojiye adapte olmaları için tersine mentorluk anlayışı ile hareket ediyoruz" diye devam etti.
Seda Erdem Yılmaz, açık inovasyonun ilaç sektöründe çok önemli olduğunu vurgulayarak inovatif yetkinlikleri nasıl arttırabileceklerini Oğuzcan Bülbül’e sorarak panele devam etti.
Bülbül, sürdürülebilirliğin ve inovasyonun sektör olarak varlık sebeplerinden biri olduğunu vurgulayarak ve tüm departmanlardaki iş süreçlerine yerleştirmeye çalıştıklarını belirterek konuşmasına başladı. 22 yıldır Türkiye ilaç sektöründe lider olduklarını ve sürdürülebilirlikte de bu liderliği koruduklarını söyledi. Açık inovasyonu şirket çatısı altında Heal2050 adında bir sürdürülebilirlik stratejilerinin olduğunu söyleyerek insanın geleceği, işin geleceği ve ekosistemin geleceği konularının üzerinde durduğunu iletti. Abdi İbrahim’de yaptıkları Green Harmonization ile karbon emisyonunu, bir milyon euro, 6 haftalık fazla kapasite ile karbon emisyonunu yüzde 28 oranında azalttıklarını ekledi.
Son olarak konuşmacılar, "İnsan kaynaklarında yapıcı inovasyon var mı yoksa bu bir algı mı?" sorusuna dikkat çekici cevaplar verdi.
Oğuzcan Bülbül, Türkiye’deki en büyük yapay zeka birimine sahip olan ilaç şirketi olduklarını belirterek insan kaynaklarındaki inovasyonun yıkıcı değil dönüştürücü olduğunu düşündüğünü iletti. Yapay zekayı çalışanlarının yeni yetkinlikler kazanması amacıyla kullandıklarını da ekledi.
Pınar Yamaner, insan kaynakları alanında yıkıcı inovasyonu görmezden gelemeyeceklerini fakat bununla beraber iş yapış şekillerinin de değişip dönüştüğünü söyledi. Yeni değer önerileri sunarken, teknolojiyi insanın önüne koymaktan imtina edilmesi gerektiğini vurguladı. Teknolojiyi araç olarak kullanarak insanların gelişimine tutkulu bir şekilde odaklanmaları gerektiğini de hatırlattı.
Seda Kayrak Kızıltan ise, insan kaynaklarının odağına insanı aldığını ve teknolojiyi de insanın önüne değil yanına konulması gerektiğini söyledi. Benimsemiş olduğu, “Çalışanları yönetirken kalbinizi, işinizi yönetirken aklınızı kullanın.” mottosu ile ilerlediklerini belirterek, her hayata güzellik katmaları gerektiğini söyledi.
Moderatör Seda Erdem Yılmaz paneli, "Yapay zeka ve dijitalleşme, insan kaynakları profesyonellerinin önünü açıyor." sözleriyle paneli sonlandırdı.
Kaynak : Webrazzi
Dün yüksek bir katılımla gerçekleşen konferansta, Ata Grubu Teknoloji Şirketleri’nden CHRO Seda Erdem Yılmaz’ın moderatörlüğüyle, Abdi İbrahim’den İnsan Kaynakları, Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Dr. M. Oğuzcan Bülbül, Alarko Şirketler Topluluğu’ndan İnsan ve Organizasyon Grup Başkanı Pınar Yamaner, ve Boyner Grup’tan İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan, “Global İnovasyonlar ve Uygulamalarla Sürdürebilir İK Yaklaşımları” başlıklı oturumla New HR Summit sahnesindeydi.
Seda Erdem Yılmaz, globalde de çok önemsenen bir konu olan sürdürülebilirliğin uzun yıllardır gündemimizde olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. Sürdürülebilirliğin hayatımıza girişinin bir zorunlulukla geldiğini ve gelişmekte olan ülkelere bir duvar gibi örüldüğünü ekledi. Bu konunun, genelde bir ürünün satışında hangi şartları yerine getirmek gibi algılandığını fakat sürdürülebilirliğin insana da dokunan etmenleri ve tarafları olduğundan bahsetti. Son dönemde sürdürülebilirliğin ve çalışan esenliğinin hem profesyonel anlamda hem de kişisel anlamda geliştirmek için Boyner Grup’ta neler yapıldığını öğrenmek için Seda Kayrak Kızıltan’a sorarak devam etti.
Kızıltan bu soruya, sürdürülebilirlikle çalışan esenliğini yan yana koyduğumuzda, sürdürülebilirlik tarafının dışşal kaynaklı dengelerle ilgili, çalışan esenliğinin ise kendimize ait bir konu olduğu için içsel dengelerle alakalı olduğunu ve ikisini yan yana getirdiğimizde hem içsel hem dışsal kaynaklı programlarla bir denge oluşturulması gerektiği şeklinde cevap verdi. Bu konuda yapmış oldukları araştırma ile iki sonuca ulaştıklarını belirterek; ilk sonuçta, Deloitte’in örneği vererek, yeteneklerin dörtte birinin iş tercihlerini yaparken iş verenin sürdürülebilir yaklaşımını dikkate aldıklarını ve bir diğer sonucun, iş verenin fiziki, ruhsal ve ekonomik olarak temel hakların sağlaması gerekli olduğunu söyledi. Bu verilerin ışığında, çalışanların esnek çalışabilmeleri öne çıkıyor. Kurum, Livewell programları ile çalışanlarının arayacağı ve bulmak istedikleri şeylere odaklanıyor.
Seda Erdem Yılmaz panele, "İş modelleri oluştururken yetenekleri nasıl değerlendireceğiz nasıl denge kuracağız?" sorusuyla devam etti.
Pınar Yamaner bu soruya cevaben, dünyada yaşanan dönüşüm sayesinde bütün şirketlerin insan kaynakları anlayışını değiştirmek zorunda kaldığını dile getirdi. Geçmişteki İK anlayışını hatırlatarak geleceğin iş dünyasında esnekliğin ve çeşitliliğin ön planda olduğunu belirtti. Şirketin kültürünü ve çalışan çeşitliliğini arttırmak konusunda freelance çalışanların da önemini vurguladı. Alarko’da bu konunun son iki yılda gündemlerinde olduğunu ekledi.
39 yıl önce kurulmuş simülasyon merkezleri olan Alarko İstikbal Kulübü ile sürdürülebilir liderlik anlayışı kapsamında projeler geliştirdiklerini hatırlattı. Bunlardan birinin, uluslararası staj deneyimi programlarından bahsederek yurt dışında öğrenim gören Türk öğrencilerine çeşitli şirketlerinde staj yaptırdıklarını ve bu gençlerin tekrar ülkeye dönmelerine vesile olduklarını söyledi. Aynı zamanda yaşları 21 ile 33 yaş aralığında olan çeşitli coğrafyalarda yaşamış ve çalışmış yetenekler ile de çalıştıklarını ifade etti. "Bilgelik projeleri ile, Alarko’da uzun yıllar görev yapmış olan kişiler, kuruma yeni katılmış kişilere mentorluk yaparken; eski çalışanlarımızın da değişen teknolojiye adapte olmaları için tersine mentorluk anlayışı ile hareket ediyoruz" diye devam etti.
Seda Erdem Yılmaz, açık inovasyonun ilaç sektöründe çok önemli olduğunu vurgulayarak inovatif yetkinlikleri nasıl arttırabileceklerini Oğuzcan Bülbül’e sorarak panele devam etti.
Bülbül, sürdürülebilirliğin ve inovasyonun sektör olarak varlık sebeplerinden biri olduğunu vurgulayarak ve tüm departmanlardaki iş süreçlerine yerleştirmeye çalıştıklarını belirterek konuşmasına başladı. 22 yıldır Türkiye ilaç sektöründe lider olduklarını ve sürdürülebilirlikte de bu liderliği koruduklarını söyledi. Açık inovasyonu şirket çatısı altında Heal2050 adında bir sürdürülebilirlik stratejilerinin olduğunu söyleyerek insanın geleceği, işin geleceği ve ekosistemin geleceği konularının üzerinde durduğunu iletti. Abdi İbrahim’de yaptıkları Green Harmonization ile karbon emisyonunu, bir milyon euro, 6 haftalık fazla kapasite ile karbon emisyonunu yüzde 28 oranında azalttıklarını ekledi.
Son olarak konuşmacılar, "İnsan kaynaklarında yapıcı inovasyon var mı yoksa bu bir algı mı?" sorusuna dikkat çekici cevaplar verdi.
Oğuzcan Bülbül, Türkiye’deki en büyük yapay zeka birimine sahip olan ilaç şirketi olduklarını belirterek insan kaynaklarındaki inovasyonun yıkıcı değil dönüştürücü olduğunu düşündüğünü iletti. Yapay zekayı çalışanlarının yeni yetkinlikler kazanması amacıyla kullandıklarını da ekledi.
Pınar Yamaner, insan kaynakları alanında yıkıcı inovasyonu görmezden gelemeyeceklerini fakat bununla beraber iş yapış şekillerinin de değişip dönüştüğünü söyledi. Yeni değer önerileri sunarken, teknolojiyi insanın önüne koymaktan imtina edilmesi gerektiğini vurguladı. Teknolojiyi araç olarak kullanarak insanların gelişimine tutkulu bir şekilde odaklanmaları gerektiğini de hatırlattı.
Seda Kayrak Kızıltan ise, insan kaynaklarının odağına insanı aldığını ve teknolojiyi de insanın önüne değil yanına konulması gerektiğini söyledi. Benimsemiş olduğu, “Çalışanları yönetirken kalbinizi, işinizi yönetirken aklınızı kullanın.” mottosu ile ilerlediklerini belirterek, her hayata güzellik katmaları gerektiğini söyledi.
Moderatör Seda Erdem Yılmaz paneli, "Yapay zeka ve dijitalleşme, insan kaynakları profesyonellerinin önünü açıyor." sözleriyle paneli sonlandırdı.
Kaynak : Webrazzi