G
Gözde Ulukan
Misafir
Geçtiğimiz günlerde Apple'ın 20 yılın ardından iPod üretimini durdurduğu haberini sizlerle paylaşmıştık. Aslında bunun şaşırtıcı bir haber olmadığını hepimiz biliyoruz, ancak her insanın nostaljik bir yanının olması ve bir şeylerin sürekli geçip gidiyor olması belki de bu habere üzülmemizin en büyük iki nedeni.
Müzikle yatıp müzikle kalkan biri olsam da hiçbir zaman iPod sahibi olmadım, onun yerine Sony Walkman'imin izinden giderek Sony'nin MP4 çalarını satın almıştım, zaten bu cihaz beni dijital platformlara kadar götürmeyi başardı. Böyle bir karar vermiş olsam da aslında her iPod sahibine gıpta ile bakıyordum, zira müziği dinlerken menü geçişlerinde çıkan tıkır tıkır ses bile adeta en sevdiğim grubun konserindeymişim gibi heyecanlanmama yetiyordu, çünkü biliyordum ki o sesten sonra en yakın arkadaşım kendi iPod'undan hiç bilmediğim bir şarkıyı açarak bana dinletecekti. 13-14 yaşlarında, o şarkıların bugünkü hayatımı şekillendireceğini de tıpkı iPod'un aslında ne kadar büyük bir cihaz olduğunu bilmediğim gibi bilmiyordum.
Apple'ın iPod cihazının ortaya çıkışının hikayesine dair ana detayları geçtiğimiz günlerde paylaştığımız şu yazıyı okuduysanız hatırlayacaksınız, ancak bilmeyenler için hemen minik bir özet geçmek istiyorum. Apple iPod'un fikir babası Tony Fadell. Kendisi aynı zamanda iPhone hayata geçiş sürecinin başlarında da yer alan biri. iPod, müziği daha fazla, daha kaliteli ve daha seri dinlemeye yardımcı olmak amacıyla hayata geçirilmiş bir ürün. Dönemin şartlarına göre depolama kapasitesi daha yüksek ve şarkı dinlemeyi, dinlenilen şarkıyı bulmayı da daha kolay hale getiriyor. İlk nesil iPod'lar Windows PC'lerle uyumlu değildi. Bunun nedeni Steve Jobs'un böyle olmasını istemesiydi, ancak neyse ki Fadell'in ve ekibinin müdahalesi sayesinde Jobs bu konudaki fikrini değiştirmiş ve iPod'un başarısı da bundan sonra gelmeye başlamıştı.
20 yıl boyunca (en azından bu sürenin büyük bir kısmında) müzik dinlerken bizlere eşlik eden iPod'un tarihine bir göz atalım dedik. Bu kapsamda da öne çıkan noktaları ve iPod'un mihenk taşı cihazlarını araştırdık.
Orijinal iPod, 23 Ekim 2001'de piyasaya sürüldü. Yaklaşık 1000 şarkılık 5 GB depolama alanı ve 10 saatlik pil ömrü, iPod'un dönemin müzik çalarlarından ayıran bir özellikti. Sonraki iki nesil boyunca, iPod'un kapasitesi 1000 şarkıdan 10 bin şarkıya çıktı. 2003 yılında Apple, cihazda iTunes Store'u tanıttı ve kullanıcıların şarkıları kolayca satın alıp indirmelerini sağladı. 2004'te iPod, dokunmatik tıklama tekerleği, renkli ekran ve dinlediğiniz şarkıları rastgele seçmek için karıştırma özelliği ile birlikte geldi. 2005 yılında piyasaya sürülen 5. nesilde ise daha büyük bir ekran, video oynatma yetenekleri ve 80 GB depolama alanı vardı. Ardından 2007'de, iPod classic 160 GB depolama alanına sahip olarak tanıtıldı. 2014 yılına kadar sunulan bu model, orijinal iPod serisinin sonuncusuydu.
20 Şubat 2004'te tanıtılan iPod mini, normal iPod'un ağırlığının neredeyse yarısı kadardı. Tek elle gezinmeye izin veren ve 1000'e kadar şarkı kapasitesine sahip cihazın beş farklı rengi mevcuttu. Ancak iPod mini'nin ömrü uzun olmadı ve 2005 yılında piyasaya sürülen 2. nesilden sonra bir daha üretilmedi.
iPod nano 25 Eylül 2006'da tanıtıldı. Sabit disk yerine bir flash bellekle geldi ve 4 GB'lık depolama alanında 2000 şarkı barındırabiliyordu. Sonraki birkaç nesilde daha iyi bir ekrana, alüminyum kasaya ve genişletilmiş depolama alanına sahip olan bu cihazın 5. nesli, önceki modellerde olmayan bir kamera, mikrofon, hoparlör ve FM radyo özelliklerine sahipti. iPod nano'nun 7. ve son nesli, tamamen dokunmatik ekrandı. Cihaz 2017 yılında veda etmişti.
iPod shuffle, iPod nano'nunkine benzer bir yol izledi. 2005 yılında piyasaya sürülen, ekransız ilk iPod'du. Cihazda menü için bir halka ve oynatma düğmesi mevcuttu. iPod Shuffle'ın kapasitesi ise biraz daha düşüktü ve 240 şarkılıktı. 2014 yılında piyasaya sürülen 4. nesil iPod shuffle aynı zamanda son nesil oldu ve bu ürün de 2017 yılında bizlere veda etti.
iPod touch, iPod nano, iPod shuffle ve iPhone ile birlikte 2007 yılında piyasaya sürüldü. Cihazın iPhone'un piyasaya sürüldüğü döneme denk gelmesi önemli, zira iPod touch da tıpkı iPhone'a benziyordu. Hatta iki cihaz, birkaç özellik hariç aynı işletim sistemine sahipti. iPod touch, 3,5 inç dokunmatik ekrana, web'de gezinme ve Wi-Fi özelliklerine, aynı zamanda iOS uygulamalarına sahipti.
2008'de iPod satışları yaklaşık 55 milyon dolar ile zirveye ulaştı. 2009'dan sonra ise iPhone, Apple'ın en çok satan cihazı oldu ve iPod'a olan ilgi de bu noktadan sonra düşmeye başladı. Birkaç nesil boyunca, iPod touch daha hızlı ve daha zengin özelliklere sahip olacak şekilde piyasaya sürüldü. 2010 yılına gelindiğinde ise retina ekran ve ön kamera bizleri karşıladı. iPod touch'ın 7.ve son nesli 2019'da çıktı.
Bu noktadan sonra ise hiçbir zaman yeni bir iPod çıkmayacak. iPod'lar da tıpkı walkman'lerimiz ve CD çalarlarımız gibi evlerimizin nostaljik köşelerinde veya çekmecelerde yerlerini alacak. Kim bilir, belki plakların son dönemde popülaritesinin artması gibi bir noktada gelecek nesil için de iPod'lar değerli olacak. Sonuç olarak, cihazlar ve teknolojiler hayatlarımızdan gelip geçse de dönemlerin bizde bıraktığı izler asla eskimiyor.
Kaynak : Webrazzi
Müzikle yatıp müzikle kalkan biri olsam da hiçbir zaman iPod sahibi olmadım, onun yerine Sony Walkman'imin izinden giderek Sony'nin MP4 çalarını satın almıştım, zaten bu cihaz beni dijital platformlara kadar götürmeyi başardı. Böyle bir karar vermiş olsam da aslında her iPod sahibine gıpta ile bakıyordum, zira müziği dinlerken menü geçişlerinde çıkan tıkır tıkır ses bile adeta en sevdiğim grubun konserindeymişim gibi heyecanlanmama yetiyordu, çünkü biliyordum ki o sesten sonra en yakın arkadaşım kendi iPod'undan hiç bilmediğim bir şarkıyı açarak bana dinletecekti. 13-14 yaşlarında, o şarkıların bugünkü hayatımı şekillendireceğini de tıpkı iPod'un aslında ne kadar büyük bir cihaz olduğunu bilmediğim gibi bilmiyordum.
Apple'ın iPod cihazının ortaya çıkışının hikayesine dair ana detayları geçtiğimiz günlerde paylaştığımız şu yazıyı okuduysanız hatırlayacaksınız, ancak bilmeyenler için hemen minik bir özet geçmek istiyorum. Apple iPod'un fikir babası Tony Fadell. Kendisi aynı zamanda iPhone hayata geçiş sürecinin başlarında da yer alan biri. iPod, müziği daha fazla, daha kaliteli ve daha seri dinlemeye yardımcı olmak amacıyla hayata geçirilmiş bir ürün. Dönemin şartlarına göre depolama kapasitesi daha yüksek ve şarkı dinlemeyi, dinlenilen şarkıyı bulmayı da daha kolay hale getiriyor. İlk nesil iPod'lar Windows PC'lerle uyumlu değildi. Bunun nedeni Steve Jobs'un böyle olmasını istemesiydi, ancak neyse ki Fadell'in ve ekibinin müdahalesi sayesinde Jobs bu konudaki fikrini değiştirmiş ve iPod'un başarısı da bundan sonra gelmeye başlamıştı.
20 yıl boyunca (en azından bu sürenin büyük bir kısmında) müzik dinlerken bizlere eşlik eden iPod'un tarihine bir göz atalım dedik. Bu kapsamda da öne çıkan noktaları ve iPod'un mihenk taşı cihazlarını araştırdık.
iPod Classic (2001-2004)
Orijinal iPod, 23 Ekim 2001'de piyasaya sürüldü. Yaklaşık 1000 şarkılık 5 GB depolama alanı ve 10 saatlik pil ömrü, iPod'un dönemin müzik çalarlarından ayıran bir özellikti. Sonraki iki nesil boyunca, iPod'un kapasitesi 1000 şarkıdan 10 bin şarkıya çıktı. 2003 yılında Apple, cihazda iTunes Store'u tanıttı ve kullanıcıların şarkıları kolayca satın alıp indirmelerini sağladı. 2004'te iPod, dokunmatik tıklama tekerleği, renkli ekran ve dinlediğiniz şarkıları rastgele seçmek için karıştırma özelliği ile birlikte geldi. 2005 yılında piyasaya sürülen 5. nesilde ise daha büyük bir ekran, video oynatma yetenekleri ve 80 GB depolama alanı vardı. Ardından 2007'de, iPod classic 160 GB depolama alanına sahip olarak tanıtıldı. 2014 yılına kadar sunulan bu model, orijinal iPod serisinin sonuncusuydu.
iPod mini (2004-2005)
20 Şubat 2004'te tanıtılan iPod mini, normal iPod'un ağırlığının neredeyse yarısı kadardı. Tek elle gezinmeye izin veren ve 1000'e kadar şarkı kapasitesine sahip cihazın beş farklı rengi mevcuttu. Ancak iPod mini'nin ömrü uzun olmadı ve 2005 yılında piyasaya sürülen 2. nesilden sonra bir daha üretilmedi.
iPod nano (2005-2017)
iPod nano 25 Eylül 2006'da tanıtıldı. Sabit disk yerine bir flash bellekle geldi ve 4 GB'lık depolama alanında 2000 şarkı barındırabiliyordu. Sonraki birkaç nesilde daha iyi bir ekrana, alüminyum kasaya ve genişletilmiş depolama alanına sahip olan bu cihazın 5. nesli, önceki modellerde olmayan bir kamera, mikrofon, hoparlör ve FM radyo özelliklerine sahipti. iPod nano'nun 7. ve son nesli, tamamen dokunmatik ekrandı. Cihaz 2017 yılında veda etmişti.
iPod shuffle (2005-2017)
iPod shuffle, iPod nano'nunkine benzer bir yol izledi. 2005 yılında piyasaya sürülen, ekransız ilk iPod'du. Cihazda menü için bir halka ve oynatma düğmesi mevcuttu. iPod Shuffle'ın kapasitesi ise biraz daha düşüktü ve 240 şarkılıktı. 2014 yılında piyasaya sürülen 4. nesil iPod shuffle aynı zamanda son nesil oldu ve bu ürün de 2017 yılında bizlere veda etti.
iPod touch (2007-günümüz)
iPod touch, iPod nano, iPod shuffle ve iPhone ile birlikte 2007 yılında piyasaya sürüldü. Cihazın iPhone'un piyasaya sürüldüğü döneme denk gelmesi önemli, zira iPod touch da tıpkı iPhone'a benziyordu. Hatta iki cihaz, birkaç özellik hariç aynı işletim sistemine sahipti. iPod touch, 3,5 inç dokunmatik ekrana, web'de gezinme ve Wi-Fi özelliklerine, aynı zamanda iOS uygulamalarına sahipti.
2008'de iPod satışları yaklaşık 55 milyon dolar ile zirveye ulaştı. 2009'dan sonra ise iPhone, Apple'ın en çok satan cihazı oldu ve iPod'a olan ilgi de bu noktadan sonra düşmeye başladı. Birkaç nesil boyunca, iPod touch daha hızlı ve daha zengin özelliklere sahip olacak şekilde piyasaya sürüldü. 2010 yılına gelindiğinde ise retina ekran ve ön kamera bizleri karşıladı. iPod touch'ın 7.ve son nesli 2019'da çıktı.
Bu noktadan sonra ise hiçbir zaman yeni bir iPod çıkmayacak. iPod'lar da tıpkı walkman'lerimiz ve CD çalarlarımız gibi evlerimizin nostaljik köşelerinde veya çekmecelerde yerlerini alacak. Kim bilir, belki plakların son dönemde popülaritesinin artması gibi bir noktada gelecek nesil için de iPod'lar değerli olacak. Sonuç olarak, cihazlar ve teknolojiler hayatlarımızdan gelip geçse de dönemlerin bizde bıraktığı izler asla eskimiyor.
Kaynak : Webrazzi