N
Nazlı Türdü
Misafir
Veri güvenliği ve yönetimi konusu IT departmanları başta olmak üzere tüm birimler için dijital değişimin önemli bir parçası haline geldi. Son dönemlere kadar toplanan birçok verinin ihtiyaç halinde kullanılacak bir araç olarak görülmesinin yerini veriyi işleyerek müşteriye daha çok fayda sağlamak konusuna bırakınca sağlanan verinin nasıl saklandığından hangi şekilde kullanıldığına farklı süreçlerde yeniden tanımlanması ihtiyacı da beraberinde geldi.
Yapılan araştırmalar, verinin ve kullanımının rekabetten ayrışmak ve gelir elde etmek konusuna şirketlere fayda sağladığını göstermekte. Sektörün büyüklüğünden bağımsız, geliri artırmak ve müşteriyi elde tutmak için daha çok kullanılan verinin akıllı bir şekilde süreçlere entegre edilmesi, veri yönetimindeki organizasyonel engelleri ortadan kaldırarak veri kapasitesinin artırılmasını sağlarken otomasyon desteği ile saklanan ve öngörü yapılabilen veri miktarı hala ilk aşamalarında gibi görünüyor.
Herhangi bir veri aramasında kullanıcıların daha hızlı istediği içeriği bulmasını ve gereken bağlantıları kurmasını sağlayan self-servis sistemlerin birincil amacı kullanımı kolay bir arayüzle verinin işlenmesini sağlamak. Bunun için de veri akışı sağlayan süreçlerin etkinliğinin artırılarak daha az manuel yöntemlere ağırlık verilmesi gerekiyor. Şu andaki durum ise bundan biraz uzak gibi görünüyor.
Bunun bir kısmı süreçlerde yapılan geliştirmelerin henüz bu aşamaya gelmemesinden bir kısmı da eğitim eksikliğinden kaynaklanmakta. Müşteri verisi her ne kadar kulağa kolay çözümlenebilir bir konu gibi gelse de aslında içinde birçok farklı detayı barındırmakta ve istenen verinin çekilebilmesi için belli bir uzmanlık gerektirmekte. Self servis sistemlerin bu konuda önemli bir destek sağlayarak veri çekilmesini tek bir departmandan erişimi olan farklı birimlere de yayarak daha hızlı ve kolayca sağlayacağı düşünülüyor. Bu nedenle de verinin nasıl saklandığından yönetimine birçok konuda yeni düzenlemelerle birlikte departmanların farklı beklenti ve önceliklerle çalışması ihtiyacı da doğuyor.
Veri yönetiminde bu nedenle şeffaflık ve anlaşılabilirlik konuları daha çok öne çıkmakta. Veri yönetimini sürecinde, veri ile ilgilenecek tüm departmanların eş bilgi seviyesinde olması ve kullanıcıların kendi kendine kullanacakları sistemde verinin ne şekilde toplandığı, saklandığı ve hangi kurallar çerçevesinde kullanılabileceği net olarak belirlenerek her setin hangi anlama geldiğinin net olarak belirlenmesi gerekiyor. Bu sayede de sadece veriyi kullanarak üretilebilecek yeni algoritmalar ya da ürünler için doğru hedef kitlenin seçilmesi değil eksik ya da yanlış verinin saptanması, gereken verilerin elde edilmesi için aksiyon alınması ve bu sayede veriye dayalı yeni öngörüler üretilmesi sağlanabilir.
Bununla birlikte verinin hangi bölümüne kimin sahip olduğunun belirlenmesi, veri kullanımındaki sorumluluğun net olarak aktarılması ve veri modellemesinin sürekli değiştiğinin de yönetimde önemli bir yeri olduğunu unutmamak gerekiyor. Bankacılıktan sigortacılığa, perakendeden telekomünikasyona birçok sektörde her geçen gün daha çok kullanılan verilerin yönetimi, şirketlerin genelinde veri ile çalışan herkese erişim sağlayan bir araç; self servis kullanım da artık sadece hazır raporlara erişimi değil aksiyon alınabilir çıktılar için verinin yorumlanmasını da kolaylaştırabilir.
Elbette verinin doğruluğundan emin olmak ve güvenliği sağlamak hala öne çıkan konulardan ancak bu geliştirmelerle birlikte veri kullanıcılarının farklı departmanlara taşınması ve iş hedefleri açısından daha hızlı kararlar alınmasını sağlayacaktır. BI birimlerine göre trendler ve beklentiler konusunda daha çok düşünen diğer departmanlar, bu sayede öngörülerinin güvenilirliğini de veriler ile daha çok destekleyerek olası sorunları da önceden görebilme kapasitesine sahip olacak gibi görünüyor.
Kaynak : Webrazzi
Yapılan araştırmalar, verinin ve kullanımının rekabetten ayrışmak ve gelir elde etmek konusuna şirketlere fayda sağladığını göstermekte. Sektörün büyüklüğünden bağımsız, geliri artırmak ve müşteriyi elde tutmak için daha çok kullanılan verinin akıllı bir şekilde süreçlere entegre edilmesi, veri yönetimindeki organizasyonel engelleri ortadan kaldırarak veri kapasitesinin artırılmasını sağlarken otomasyon desteği ile saklanan ve öngörü yapılabilen veri miktarı hala ilk aşamalarında gibi görünüyor.
Herhangi bir veri aramasında kullanıcıların daha hızlı istediği içeriği bulmasını ve gereken bağlantıları kurmasını sağlayan self-servis sistemlerin birincil amacı kullanımı kolay bir arayüzle verinin işlenmesini sağlamak. Bunun için de veri akışı sağlayan süreçlerin etkinliğinin artırılarak daha az manuel yöntemlere ağırlık verilmesi gerekiyor. Şu andaki durum ise bundan biraz uzak gibi görünüyor.
Bunun bir kısmı süreçlerde yapılan geliştirmelerin henüz bu aşamaya gelmemesinden bir kısmı da eğitim eksikliğinden kaynaklanmakta. Müşteri verisi her ne kadar kulağa kolay çözümlenebilir bir konu gibi gelse de aslında içinde birçok farklı detayı barındırmakta ve istenen verinin çekilebilmesi için belli bir uzmanlık gerektirmekte. Self servis sistemlerin bu konuda önemli bir destek sağlayarak veri çekilmesini tek bir departmandan erişimi olan farklı birimlere de yayarak daha hızlı ve kolayca sağlayacağı düşünülüyor. Bu nedenle de verinin nasıl saklandığından yönetimine birçok konuda yeni düzenlemelerle birlikte departmanların farklı beklenti ve önceliklerle çalışması ihtiyacı da doğuyor.
Veri yönetiminde bu nedenle şeffaflık ve anlaşılabilirlik konuları daha çok öne çıkmakta. Veri yönetimini sürecinde, veri ile ilgilenecek tüm departmanların eş bilgi seviyesinde olması ve kullanıcıların kendi kendine kullanacakları sistemde verinin ne şekilde toplandığı, saklandığı ve hangi kurallar çerçevesinde kullanılabileceği net olarak belirlenerek her setin hangi anlama geldiğinin net olarak belirlenmesi gerekiyor. Bu sayede de sadece veriyi kullanarak üretilebilecek yeni algoritmalar ya da ürünler için doğru hedef kitlenin seçilmesi değil eksik ya da yanlış verinin saptanması, gereken verilerin elde edilmesi için aksiyon alınması ve bu sayede veriye dayalı yeni öngörüler üretilmesi sağlanabilir.
Bununla birlikte verinin hangi bölümüne kimin sahip olduğunun belirlenmesi, veri kullanımındaki sorumluluğun net olarak aktarılması ve veri modellemesinin sürekli değiştiğinin de yönetimde önemli bir yeri olduğunu unutmamak gerekiyor. Bankacılıktan sigortacılığa, perakendeden telekomünikasyona birçok sektörde her geçen gün daha çok kullanılan verilerin yönetimi, şirketlerin genelinde veri ile çalışan herkese erişim sağlayan bir araç; self servis kullanım da artık sadece hazır raporlara erişimi değil aksiyon alınabilir çıktılar için verinin yorumlanmasını da kolaylaştırabilir.
Elbette verinin doğruluğundan emin olmak ve güvenliği sağlamak hala öne çıkan konulardan ancak bu geliştirmelerle birlikte veri kullanıcılarının farklı departmanlara taşınması ve iş hedefleri açısından daha hızlı kararlar alınmasını sağlayacaktır. BI birimlerine göre trendler ve beklentiler konusunda daha çok düşünen diğer departmanlar, bu sayede öngörülerinin güvenilirliğini de veriler ile daha çok destekleyerek olası sorunları da önceden görebilme kapasitesine sahip olacak gibi görünüyor.
Kaynak : Webrazzi
